Gazeteciler Uğur Mumcu’yu Anlatıyor
İzmirli gazeteciler, Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu’yu ölümünün 30. yılında konuştu. Sohbetin moderatörlüğünü yapan İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) Genel Başkanı Dilek Gappi, “Hasan Tahsin’in yaktığı istiklal meşalesini, Uğur Mumcu’nun yaktığı özgür gazetecilik ateşini asla söndürmeyeceğiz. Karlı sokaklarda yürümeye devam edeceğiz” dedi.
Bayraklı Belediyesi’nin düzenlediği ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin de paydaş olduğu “İzmirli Gazeteciler Uğur Mumcu’yu Anlatıyor” konulu söyleşide Mumcu’nun hayatı, yazıları, araştırmaları ve günümüze ışık tutan fikirleri ele alındı. Eylül Gazetesi Yazı İşleri Koordinatörü Memnun Yılmaz, İz Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ümit Kartal, Yenigün Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Dirik, Yeni View Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Emin Varol, İlkses Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erdal Erek, Ege Telegraf Gazete Haber Müdürü Hakan Hür konuşmacı olarak katıldı.
HABERLER YANGIN SÖNMEYECEK
Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği etkinlikte açılış konuşmasını yapan IGC Lideri Dilek Gappi, gazeteciler olarak Uğur Mumcu’nun gönlüne taht kuracaklarını belirterek, “Hasan Tahsin’in yaktığı istiklal meşalesini asla söndürmeyeceğiz” dedi. ve Uğur Mumcu’nun yaktığı özgür gazetecilik ateşi. Karlı sokaklarda yürümeye devam edeceğiz. Dürüst, vatansever, ilkeli, Atatürk Devrimlerine bağlı gazeteciler yetiştireceğiz. Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu’nun anıları önünde, faili meçhul cinayetlerle hayattan kopan Türkiye’nin en önemli kalemlerine, mücadelesinin bedelini bedenleriyle ödeyen düşünürlerimize bir söz veriyoruz. ”
İletişim Fakültesi’nden yeni mezun olmuş idealist bir genç gazeteciyken taklit ettiği tek ismin Uğur Mumcu olduğunu söyleyen Gappi, sözlerini şöyle sürdürdü: Yapabilir miyiz? Araştırmacı gazetecilikte neredeyiz? Uğur Mumcu’nun ortaya koyduğu bağımsız gazetecilik misyonunu günümüz ekonomik kuralları içinde ne kadar yerine getirebiliyoruz? Türk basınında en büyük kaybımız özgür habercilik değil, asıl kıymetli kalemleri kaybettik. Yolsuzluğu ve adaletsizliği ortaya çıkarmak için korkmadan ve yılmadan yazmaya devam eden bir anlayışı, kökünden yeşertebilecek miyiz?
Sadece Mumcu mu? prof. Ahmet Taner Kışlalı, Prof. Dr. Muammer Aksoy cinayetleri dahil, Doç. Dr. Bahriye Üçok’u, Hrant Dink’i, Metin Göktepe’yi, Musa Anter’i ve daha adını sayamadığımız kaç aydın ve gazeteciyi katleden karanlığa teslim olmaya daha ne kadar devam edeceğiz?
ÖZGÜR BASIN OLMADAN, ÖZGÜR BİREY OLMAZ
Özgür gazeteciliğin özgür birey demek olduğunu ve onurlu yaşamak için önce özgür olmak gerektiğini belirten Gappi, “Günümüzde tarafsız gazetecilik dünyanın en zorlu mesleklerinden biri. Özgür gazeteciliğin özgür birey demek olduğunu, onurlu yaşamak için önce özgür olmamız gerektiğini unutmadan çabalarımızı sürdüreceğiz. Yaşadığımız şehirde bu anlayışı yansıtan yerel gazetelerimizin ve işini hakkıyla yapan yerel internet haber sitelerimizin yanında olun ki Uğur Mumcu’nun her modülünden nice Uğur Mumcular doğsun. Meydanlara konuşlanmış, her şeyin mükemmel ve harika olduğunu söyleyen bir basın yerine, sorgulayan, araştıran, kalemini esirgemeyen gazetecilerin ve yayın organlarının yanında olun.
Dilek Gappi, böylesine anlamlı bir günde gazetecilere fikirlerini dile getirme fırsatı verdiği için Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal’a teşekkür ederek konuşmasını sonlandırdı.
BELGE TABANLI HABERCİLİK
Röportajda konuşan 9 Eylül Gazetesi Yazı İşleri Koordinatörü Memnun Yılmaz, “Belgeli gazeteciliğin babası olarak tanımlayabileceğimiz Uğur Mumcu bugün yaşasaydı ülkemizde çok daha iyi bir gazetecilik anlayışı olurdu. Mumcu’nun fikirleri ışığında bilgi, belge ve araştırmaya dayalı haberciliğin gelecek nesillerde de gelişmesi gerektiğini düşünüyorum.”
Yeni Bakış Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Emin Varol, “Mumcu, herkesin konuşmaktan ve yazmaktan korktuğu konuları araştırmaktan, sorgulamaktan ve yazmaktan asla vazgeçmeyen çok değerli bir gazeteciydi. Kimsenin cesaret edemediğini yapan, özgürce araştıran ve yazan bir değerdi.”
Yenigün Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Dirik, “Bugün bir aydınlanma askerini anıyoruz ama tablo karanlık. Her şeyden önce cinayetin kendisi karanlık bir olaydır. Tarikat, siyaset, para, terör ve bunların geçmişini araştıran, sorgulayan, yazmaya çalışan bir kişi katledildi. Faili meçhul deniyor ama failleri belli. 30 yıldır isimleri bilinen şahıslara bu emri kimin verdiği sorulmadı, sorulmuyor. Failleri meçhul değil, katilleri belli ama bu karanlık olayın aydınlanmasını isteyenler meçhul. Bilinmiyorlar. Mumcu cinayeti gerçek gazeteciliğin katledilmesine yol açtı. Ancak kötümserlik lüksümüz yok.”
Ege Telegraf Gazetesi Haber Müdürü Hakan Hür, “Uğur Mumcu, mükemmel Türkçesi ve işaret ettiği güçlü kalemiyle Türkiye’nin en önemli gazetecilerinden biriydi. Bugün yaşasaydı eminim 81 yaşında hala araştıran ve üreten saygın bir gazeteci olurdu. Belki bir ömür mahkemelerde, cezaevlerinde geçecekti ama yine de bildiğini söylemekten ve yazmaktan çekinmeyecekti.”
İlkses Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erdal Erek, “Uğur Mumcu gibi vatanseverlerin emeği çok kutsaldı. Cesur olmanın, araştırmanın, düşünmenin ve yazmanın bedelini hayatlarıyla ödediler. Bugün biz onların düşünceleri ışığında yaşamaya devam ederken, Uğur Mumcu’yu her zaman anıp mesleğimizin değerlerini yaşatıp gençlere yol gösterirsek belki Uğur Mumcu’nun bize bıraktığı hatıraya sahip çıkarız.”
İz Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Yağız Barut, “Unutmamak, unutulmamak bence devrim niteliğinde bir eylemdir. Halk ne kadar cesursa, gazeteciler de o kadar cesur olacak ve gerçeğin peşinde koşacaktır. Sessiz insanlardan oluşan bir toplum olduğumuz sürece gerçekler neden yazılmıyor diye sorulmamalıdır. Gerçeği bulmak için daha cesur olmalı ve mücadelemize devam etmeliyiz.”
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı